SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

EBVABU’T-TATAVVU

<< 603 >>

EK SAYFA – 603-2

باب: صلاة النوافل جماعة.

36. Nafile Namazları Cemaatle Kılmak

 

-ذكره أنس، وعائشة، رضي الله عنهما، عن النبي صلى الله عليه وسلم.

Enes ve Aİşe radiyallahu anh, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bunu yaptığını rivayet etmişlerdir.

 

حدثني إسحق: حدثنا يعقوب بن ابراهيم: حدثنا أبي، عن ابن شهاب قال: أخبرني محمود بن الربيع الأنصاري:

 أنه عقل رسول الله صلى الله عليه وسلم، وعقل مجة مجها في وجهه، من بئر كانت في دارهم.

 

[-1185-] Mahmud İbnü'r-Rebî' el-Ensarî Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i ve O'nun Sallallahu Aleyhi ve Sellem onların evinde bulunan bir kuyu'nun suyundan ağzına alıp kendisinin yüzüne püskürttüğünü hatırladığını söylemiştir.

 

 

فزعم محمود: أنه عتبان بن مالك الأنصاري رضي الله عنه، وكان ممن شهدا بدرا مع صلى الله عليه وسلم. يقول: كنت أصلي لقومي ببني سالم، وكان يحول بيني وبينهم واد إذا جاءت الأمطار، فيشق علي اجتيازه قبل مسجدهم، فجئت رسول الله صلى الله عليه وسلم فقلت له: إني أنكرت بصري، وإن الوادي الذي بيني وبين قومي يسيل إذا جاءت الأمطار، فيشق علي اجتيازه، فوددت أنك تأتي فتصلي من بيتي مكانا، أتخذه مصلى؟ فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (سأفعل). فغدا علي رسول الله صلى الله عليه وسلم وأبو بكر رضي الله عنه، بعد ما اشتد النهار، فاستأذن رسول الله صلى الله عليه وسلم فأذنت له، فلم يجلس حتى قال: (أين تحب أن أصلي من بيتك). فأشرت له إلى المكان الذي أحب أن أصلي فيه، فقام رسول الله صلى الله عليه وسلم فكبر، وصففنا وراءه، فصلى ركعتين، ثم سلم وسلمنا حين سلم، فحبسته على خزير يصنع له، فسمع أهل الدار رسول الله صلى الله عليه وسلم في بيتي، فثاب رجال منهم حتى كثر الرجال في البيت، فقال رجل منهم: ما فعل مالك؟ لا أراه. فقال رجل منهم: ذاك منافق، لا يحب الله ورسوله. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (لا تقل ذاك، ألا تراه قال: لا إله إلا الله، يبتغي بذلك وجه الله). فقال: الله ورسوله أعلم، أما نحن، فوالله لا نرى وده ولا حديثه إلا إلى المنافقين. قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (فإن الله قد حرم على النار من قال: لا إله إلا الله، يبتغي بذلك وجه الله). قال محمود: فحدثتها قوما، فيهم أبو أيوب، صاحب رسول الله صلى الله عليه وسلم، في غزوته التي توفي فيها، ويزيد بن معاوية عليهم بأرض الروم، فأنكرها على أبو أيوب، قال: والله ما أظن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال ما قلت قط. فكبر ذلك علي، فجعلت لله علي إن سلمني حتى أقفل من غزوتي: أن أسأل عنها عتبان بن مالك رضي الله عنه، إن وجدته حيا في مسجد قومه، فقفلت، فأهللت بحجة أو بعمرة، ثم سرت حتى قدمت المدينة، فأتيت بني سالم، فإذا عتبان شيخ أعمى يصلي لقومه، فلما سلم من الصلاة سلمت عليه، وأخبرته من أنا، ثم سألته عن ذلك الحديث، فحدثنيه كما حدثنيه أول مرة.

 

[-1186-] Mahmud, İtban İbn Malik'ten -ki bu kişi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Bedir savaşına katılmıştı- şunu duyduğunu söylemiştir: Ben, Ben-i Salim yurdunda bizim kabileye namaz kıldırırdım. Yağmurlar yağınca benimle onların arasında bir vadi oraya gitmeme engel olurdu, bu vadiyi geçerek onların mescidine gitmem çok zor olurdu.

 

Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek şöyle dedim: "Görmem gerçekten çok zayıfladı. Çok yağmur yağdığında benim ile kavmim arasındaki vadi sel oluyor ve benim geçmem çok zor oluyor. Senin bize gelerek evimde bir yerde namaz kılmanı, böylece orayı namazgah edinmeyi isterim".

 

Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Bunu yapacağım" buyurdu.

 

Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir gün kuşluk vaktinde Ebu Bekir ile birlikte geldi, eve girmek için izin istedi, ben de izin verdim. Daha oturmadan: "Evinin neresinde namaz kılmamı istersin?" diye sordu. Ben, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namaz kılmasını istediğim yeri kendisine gösterdim. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem tekbir getirerek burada namaz'a durdu, biz de arkasında saf yaptık. O iki rekat namaz kıldı, sonra selam verdi. O selam verince, biz de selam verdik. Ben, Resulullah'a kendisi için et yemeği yapıldığını söyleyerek onu beklettim. Ev halkı Resulullah'ın (s.a.v.) benim evimde olduğunu duyunca pek çok kişi bize geldi ve evdeki kişilerin sayısı çoğaldı.

 

Eve gelenlerden bîr adam "Malik nerede? Onu göremiyorum" dedi. Bir başka adam "Bırak şu münafığı. O Allah ve Resulü'nü sevmez" dedi.

 

Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem adam'a: "Öyle söyleme Görmüyor musun o Allah'ın rızasını umarak la ilahe illallah diyor?" dedi.  Bunun üzerine o adam: "Allah ve Resulü daha iyi bilir. Bize gelince onun sevgisi ve konuşmasında hep münafıklara yöneldiğini görüyoruz" dedi.  Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Allah, kendi rızasını umarak La ilahe İllallah diyen kişiyi cehennem ateşine haram kılmıştır" buyurdu.

 

(Mahmud şöyle dedi): Bu olayı içlerinde Resulullah'ın sahabîlerinden Ebu Eyyub'un da bulunduğu bir toplulukta, Yezid İbn Muaviye komutasında Rum ülkesinde (İstanbul'a doğru) seferde iken -ki Ebu Eyyub bu seferde vefat etmiştir- anlattım. Ebu Eyyub reddederek şöyle dedi: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in asla senin söylediğin şeyi söyleyeceğini sanmıyorum."

 

Bu laf ağırıma gitti. Ben de Allah beni bu gaza'dan sağ salim çıkarırsa bunu, hayatta olarak bulursam kavminin mescidinde olan İtban İbn Malik'e sormaya ahdettim. İtban'ın yanına kadar yolculuk yaptım. Hac için (veya umre için) telbiye getirdim. Sonra Medine'ye gittim. Ben-î Salim yurduna geldim. Bir de baktım ki İtban gözleri ama bir ihtiyar olduğu halde kavmine namaz kıldırıyor. Selam vererek namazını bitirince kendisine selam verdim ve kendimi tanıttım. Sonra bu hadis hakkında kendisine sordum. Bana aynen daha önce anlattığı şekilde anlattı.

 

 

AÇIKLAMA:     Buhari'nin bu başlıktan kastının mutlak nafile olduğu söylendiği gibi daha genel bir şeyi kasdettiği de söylenmiştir.

 

Ebu Eyyub, İstanbul'a yapılan seferde öldükten sonra atların ayaklarının al­tına gömülmeyi ve kabrinin yerinin kaybedilmesini vasiyet etmiştir. Bunun üze­rine İstanbul surları duvarının yakınına defnedilmiştir.

 

Bu seferi hicrî 50 yılında yapılmıştır. Diğer bîr görüşe göre daha sonra Muaviye İbn Yezid zamanında yapılmıştır. Müslümanlar bu savaşta İstanbul'u kuşatmışlardır.

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

Nebi'in Sallallahu Aleyhi ve Sellem  çocuklarla şakalaşması, Kişinin kendisinde bulunan bir hastalığı, mazeret olarak zikretmesi, Kıble yönünü araştırmak,

 

Büyüklerin meclislerinden geri kalan kişiyi kınamak, gibi konular işlenmiştir. Hadisten çıkan bazı sonuçlar ise şunlardır:

 

Ev içinde namaz kılmaya ayrılmış namazgah kişinin mülkiyetinden çıkmaz.

 

Kişinin namaz için belirli bir yeri namazgah edinme yasağı yalnızca genel mescitte söz konusudur.

 

Birinde görülen bir fiil sebebiyle onu kınamak gıybet sayılmaz. Bir insanda olan Özelliği, tarif maksadıyla zikretmek caizdir.

 

Kelime-i şehadeti telaffuz etmek, Müslümanlara ait hükmün uygulanması için yeterlidir.

 

Öğrenci hadisi unuttuğundan korkarsa, emin olmak için hocasına müracaat eder, hoca da hadisi tekrarlar.

 

İlim talebi için yolculuk yapmak güzel bir davranıştır.

 

 

باب: التطوع في البيت.

37. Evde Nafile Namaz Kılmak

 

1131 - حدثنا عبد الأعلى بن حماد: حدثنا وهيب، عن أيوب، وعبيد الله، عن نافع، عن ابن عمر رضي الله عنهما قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:  (اجعلوا في بيوتكم من صلاتكم، ولا تتخذوها قبورا).تابعه عبد الوهاب، عن أيوب.

 

[-1187-] İbn Ömer (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle söylediğini belirtmiştir: "(Nafile) Namazlarınızdan bir kısmını evde kılınız. Evlerinizi kabir edinmeyiniz."

 

 

NAFİLE NAMAZ BÖLÜMÜ BURADA BİTTİ.

MEKKE VE MEDİNE MESCİDLERİNDE NAMAZ’IN FAZİLETİ BİR SONRAKİ SAYFA İLE BAŞLIYOR.